23 Şubat 2008 Cumartesi

22 Şubat 2008 Cuma

Fifa Bayanlar Futbol Dünya Kupası


1999

1999 Fifa Bayanlar Futbol Dünya kupasını finalde penaltılarla 5-4 Çin'i yenen Ev sahibi ülke Amerika Birleşik Devletleri almıştır. 1999 Dünya Bayanlar Futbol Kupasına katılan takımlar * Afrika (CAF) o Nijerja o Gana * Asya (AFC) o Kore DPR o Çin PR o Japonya * Güney Amerika (CONMEBOL) o Brezilya * Okyanusya (OCF) o Avustralya * Avrupa (UEFA) o Danimarka o Almanya o Rusya o Norveç o isveç o Italya * Kuzey ve Orta Amerika (CONCACAF) o Kanada o ABD (Ev sahibi) o Meksika

2003

2003 yılında yapılan Fifa Bayanlar Dünya Kupasınına Amerika Birleşik Devletleri evsahipliği yapmıştır. Planlanan Çin'in evsahipliği yapacak olmasına rağmen SARS hastalığı nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'ne alınmıştır. 2003 Dünya Bayanlar Futbol Kupasına katılan takımlar * Afrika (CAF) o Nijeria o Gana * Asia (AFC) o Kuzey Kore DPR o Çin PR (Ev sahibi sıfatıyla) o Güney Kore o Japonya * Güney America (CONMEBOL) o Brezilya o Arjantin * Avrupa (UEFA) o Fransa o Almanya o Rusya o Norveç o İsveç * Okyanusya (OFC) o Avustralya * Kuzey ve Orta Amerika (CONCACAF) o Kanada o ABD 2003 Fifa Bayanlar Futbol Dünya kupasını finalde penaltılarla İsveç'i 2-1 yenen Almanya almıştır.

2007

2007 Fifa Bayanlar Futbol Dünya Kupası 10-30 Eylül 2007 tarihleri arasında Çin'de yapılmıştır. 2007 Dünya Bayanlar Futbol Kupasına katılan takımlar Afrika (CAF) * Nijerya * Gana Asya (AFC) * Çin PR (Ev sahibi ülke) * Avustralya * Kore DPR Kuzey ve Orta Amerika (CONCACAF) * Kanada * ABD Avrupa (UEFA) * Norveç * İsveç * Almanya * Danimarka * İngiltere Okyanusya (OFC) * TBA Kazanan (Haziran-Temmuz 2007) Güney Amerika (CONMEBOL) * Arjantin * Brezilya 2007 Fifa Bayanlar Futbol Dünya kupasını finalde Brezilya'yı 2-0 yenen Almanya almıştır. not: 2011 Dünya Bayanlar Futbol Kupasına evsahipliğini büyük bir ihtimalle Almanya yapacak

KADIN VE SPOR


Bir toplum içinde kadının spora katılımı, kadının o toplum içerisindeki genel statüsünün bir yansımasıdır. Dünya genelinde de kadının konumu ve kendisine biçilen roller düşünüldüğünde, spor içinde kadının sporcu özelliğinden önce cinsiyetiyle değerlendirildiği söylenebilir. Özellikle 1970'lerin başından itibaren gelişen feminist akımla birlikte, kadın ve spor konusu ciddi olarak ele alınıp, tartışılmaya başlamıştır.

Feminizm, cinsiyet ayırımcılığına karşı çıkarak cinsler arasında siyasal, ekonomik ve toplumsal eşitliği savunan bir görüştür. Fransız Devrimi'nin ardından kadın özgürlüğünün, kadınların seçme, seçilme ve mülkiyet haklarının savunulması biçiminde ortaya çıkmış, çeşitli eylem ve reformlar sonucunda bazı hakların elde edilmesinden sonra ise erkeğin kültürel egemenliğiyle mücadeleye yönelik bir harekete dönüşmüştür (2, 497). Bu gelişmelerin bir ürünü olarak, kadına eğitimde fırsat eşitliği sağlama amacıyla Amerika Birleşik Devletlerinde “Islah Eğitimi 1972” çalışmaları başlatıldı ve “Title IX” projesi ile Federal Fonların kullanılması sağlanarak kadınların spor yaparak halk gündeminde statü elde etmeleri sağlandı. Tıtle IX'un içeriği, sporda kadınlara fırsat ve ödül eşitsizliğine karşı organize lobi birlikteliği sağlamaktı (3, 101). Her ne kadar feministlerin 1972'de Eğitim Islah Hareketi ile bekledikleri kanun hükmündeki düzenlemeler tam 16 yıl sonra 1988'de gerçekleşmiş olsa bile bu süreç içerisinde, okullarda kız spor programlarının yaygınlaşması, kızlar için düzenlenen okul müsabakalarının yaygınlaşması, kızlar için düzenlenen organizasyonlara daha fazla kaynak ayrılmasına neden olmuştur.


Her konuda olduğu gibi, sporda da cinsiyet üstünlükleri söz konusudur. Spor dallarında, farklı yüzde performans düzeyleri ile bir dominant taraf mevcuttur. Ancak gelişim düzeyleri farklı toplumlarda bu konuya olan bakış açısı değişmekte, endüstrileşmiş ülkelerde kadınların spora katılım oranı fazla iken gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran düşüktür. Çünkü bu toplumlarda kadın, hala dişi cinsin yalnızca doğurganlık için yaratıldığı, ter yerine parfüm kokması, aktif yaşam yerine pasif yaşamı seçmesi düşünülmektedir. Spora katıldığında ise, kadının tenis, yüzme, paten gibi artistik ve estetik branşları seçmesi önerilmektedir (1, 183). Spor genelde özgür ve isteyerek yapılıyor görünür. Katılım, yaş, cins, sınıf ve ırka bağlı olduğu halde, ihtiyacın doğurduğu alanlardan (maaşlı erkek işleri ve maaşlı kadın işlerinden) biri olmadığı için özgür görünür. Sporun bu özgür ve bağımsız iç hayatı, kadına gelince kaybolur. Çoğunluk bilincinde yatan, kadının sporda varlığının garipsenmesidir. Bayan spor haberlerinin verilmesinde, genellikle sporun kendisi değil de, alışılmamışlık ve mizahi olması üzerine kurulur (5, 34). Medyada kadın sporcularla ilgili haberlerin çoğunda onların ev hanımı ve annelik özelliği üzerinde durulur. Kadın sporcularla ilgili fotoğraf veya televizyon görüntüleri ise ya değişliliklerini vurgulayacak pozisyonlardan ya da tam aksine spor yapan kadının nasıl cinsiyetinden uzaklaşarak erkekleştiğini vurgulayacak pozlardan oluşur. Çünkü sporun çağrıştırdığı, hızlı, güçlü ve kuvvetli olma gibi özellikler aynı zamanda erkek cinsinin çağrıştırdığı özelliklerdir. Bu nedenle spor genelde erkek kimliği ile özdeşleşmiştir ve erkek işi olarak görülür. Fiziksel başarı ve erkeksilik aynı anlaşılmaktadır. Başarılı kadınlar başarıları arttıkça erkekleşir. Başarılı bir kadın sporcu, erkek gibi ama başarısız bir kadın gibi görülür. Hiç bir erkek sporcu toplumda böyle bir ikilem yaşamaz. Eğer kadın sporcu başarılı ise erkek olduğundan şüphelenilir. Kadın sporcuların cinsiyet testinden geçirilmelerinin sebebi hep bu yüzdendir. Kadın sporcular ancak buz pateni, cimnastik gibi sporlarda başarıya ulaştıklarında toplum tarafından övülüp alkışlanırlar. Bu tip sporlar da zaten gençliğe, esnekliğe ve dişilik imajına bağlı olduğundan, sporda cinsiyet ayırımının bir göstergesi olarak tekrar karşımıza çıkar (5, 36). Bayanların yaptığı sporlar Güney Amerika’da gazetelerin %15'lik bir haber oranını oluştururken, bu oran tüm spor magazininin %3 ile %7'sini, bayan magazin medyasını ise % 1 ile %3'lük bir oranda kapması anlamına gelir. Bu marjinal kapsam tüm spor yarışmalarında ve basında aynı orandadır; yerel genç sporcuların yaptıkları spordan tutun, olimpik sporlara kadar bu oran değişmemektedir. Salt kadın haberlerini kapsayan yazılı basın bile sporcu bayanların ya spordaki dişiliklerini imaj olarak alır ya da kadının sporda çok hafife alındığına dair izlenimler vardır. Bayanların yaptığı takım sporlarıyla ilgili öylesine az yorumlar vardır ki; bu yorumlar genelde ya olumsuzdur ya da hafife alınarak mükemmellikten uzak kahramanlar, duygusal yönleri sorunlu, çelişkilerden oluşmuş olağan dışı insanlar gibi yorumlar yapılır (4, 233). Toplumdan topluma farklılıklar göstermesine rağmen tüm ülkelerde, spor içinde yer alan kadına karşı hakim olan bu düşünceler, kadının spora yönelmesindeki oranları ve aktivite çeşitlerini belirlemektedir. Çoğunlukla kadınların spora yönelmesi, yine güzelliklerini ve çekiciliklerini korumak amacıyla, formda kalmak için aerobik, step, yürüyüş ve jogging'i tercih etmek şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Kadınların sporda kabul görmemesi, eski Yunanda olimpiyatlara kadınların alınmamasıyla başlamış, modern oyunların tekrar doğmasıyla, Baron De Coubertin tarafından da sürdürülmüştür (4, 228). Dünya sporunun gelişmesinde ve yaygınlaşmasında önemli bir yeri olan Coubertin yaptığı ateşli konuşmalarla, 1901'de “kadınların rolü, erkeklerin galibiyetini takdir etmektir”, 1902’de “kadın sporları, doğanın kurallarına aykırıdır”, 1912'de “Olimpiyat oyunları erkeklere ayrılmalı ve kadın sporcuların görünüşlerinin korkutucu olduğu düşüncesi vurgulanmalıdır. ”, buyurmuşlardır. 1924 yılında kadınlar erkeklerden 20 yıl sonra yarışmaya başladıklarında ise Coubertin, Uluslararası Olimpiyat komitesinde kadınların oyunlardan uzaklaştırılmasını istemiştir. 1925'de kadınların tasnif dışı yarışmalarını önerirken, 1934'de kadın sporcuların yarışmalarda yer almasının erkek sporcular için iyi olmadığı konusunda uyarılarda bulunmuştur. 1935'de ise tekrar ısrarla kadınların halk karşılaşmalarına katılmasına karşı olduğunu, onların toplum içerisinde spor yapmaması gerektiğini, olimpiyat oyunlarında kadınların asıl rolünün erkeklerin başarılarının ödüllendirilmesinde görev almak olduğunu vurgulamıştır (4, 227). Kadın hareketleriyle birlikte belirli ölçüde sosyal değişim sağlanmasına rağmen hala yarışma sporlarına katılımda, çalışma ve boş zamanları değerlendirmede sporun yer alışı bakımından kadın ve erkekler arasında büyük farklılıklar vardır. Ancak belli bir sosyo-ekonomik ve kültürel seviyeye sahip aileler, kız çocuklarının spor yapması için çaba sarfetmekte ya da kendisi geçmişte spor yapmış anneler kız çocuklarını spor yapmaya teşvik etmektedir. Buna rağmen spora başlayan kız çocuklarının spor yapma süreleri ve düzeyleri yine toplumun yapısına bağlı olarak erkek çocuklara kıyasla daha düşük olmaktadır. Belirli bir yaşa kadar çocuk üzerinde annenin etkisinin daha fazla olduğunu göz önünde bulundurarak, sporun toplum geneline yayılması ve büyük çoğunluk tarafından yapılır hale gelmesi için kadının spora ilgisini arttırmak, dahası aktif olarak sporun içinde yer almasını sağlamak için çaba sarf edilmelidir.






KAYNAKLAR 1- Açıkada C. , Ergen E. , Bilim ve Spor, Büro Tek Ofset Matbaacılık ANKARA, 1990. 2- Anna Brittannica, Ana Yayıncılık A. Ş. , İSTANBUL, 1988 3- Boutilier, M. A. , San Gıovonni L. , öPolitics, Publıc Polıcy and Tıtle IX, Some Limitations of Liberal Feminizm, Birelli S. , Cole C. L. , Women, Sport and Culture, Humen Kinetics, U. S. A. , 1994 4- McPherson B. D. , Curtis, J. E. , Loy, J. W. , The Social Sgnificance of Sport, Human Kinetics, Champaign, 1989 5- Willis P. , Women in Sport in Ideology, Birelli S. , Cole, C. L. , Women, Sport and Culture, Human Kinetics, U. S. A. , 1995.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ BAYAN FUTBOL TAKIMI




Gazi Üniversitesi Spor Kulübü Bayan Futbol Takımı 1999- 2000 sezonunda üniversitede verilen futbol derslerinde yetenekli bayan futbolcuların seçilerek oluşturduğu bir takım olarak lige merhaba dedi. İlk senesinde yeni kurulan bir takım olduğu için amacı ligden düşmemekti. Nitekim bunu başardı ve o sene 11 takımın bulunduğu ligi 8. sırada bitirdi. 2000-2001 sezonunda ise, playy off’a kalmayı 1 puanla kaçırdı. Ligde 5. oldu.
2001-2002 sezonunda Eskişehir’ de yapılan play off müsabakalarında İskenderun Sanayi Spor’u yenerek Türkiye üçüncüsü oldu. 2002-2003 sezonunda ise, Bartın’da yapılan playy off müsabakalarında finalde samsungücüne yenilerek Türkiye ikinciliğini elde etti. 20-26 Haziran 2004 tarihleri arasında İstanbul Riva Milli Tesislerinde 9 takımın katılımıyla gerçekleştirilen maçlarda Türkiye şampiyonluğuna kavuştu.
2004-2005 sezonunda Türkiye Futbol Federasyonu yeniden yapılandırma amacı ile bayan futbol müsabakalarını turnuva şeklinde yürütme kararı aldı. Takımımız Antalya , Mersin Sakarya ve Riva turnuvalarına katıldı. Bu turnuvaların amacı, lige ön hazırlık ve Milli takımın iskeletini oluşturmaktı. Bu turnuvalarda da takımımız ilk üç takım arasına girmiştir.
2005-2006 sezonunda Gazi Üniversitesi Spor Kulübü Bayan Futbol Takımı 15 takımın Katıldığı Türkiye Bayanlar Futbol Liginde 4-8 Temmuz 2006 tarihleri arasında Malatya’da yapılan play off müsabakalarında ilk maçta İzmir Buca Spor’u 6-2; ikinci maçta İstanbul Kartal Spor’ u 3-0 ; finalde ise Mersin Cam Spor’u 3-0 yenerek bir kez daha Türkiye Şampiyonu ünvanını elde etti.
2006-2007 sezonunda Gazi Üniversitesi Spor Kulübü Bayan Futbol Takımı 16 takımın Katıldığı Türkiye Bayanlar Futbol Liginde 26-30 Nisan 2006 tarihleri arasında Bursa'da yapılan play off müsabakalarında ilk maçta İzmir Elit Çimen Spor'u 17-1; ikinci maçta İstanbul Dostluk Spor' u 9-0 ; finalde ise Mersin Cam Spor'u 2-0 yenerek bir kez daha Türkiye Şampiyonu oldu

BAYAN FUTBOLUNUN TARİHİ


BAYAN FUTBOLUNUN TARİHİ


Futbol senelerdir ve hala erkek sporu olarak görülmekte ama bu düşünce yok olmaya mahkum olacak, nitekim yavaş yavaş yok olmakta, bayan futbolunun gelişmesi ve futbola ilgi duyan bayan sayısının her geçen gün arttığı görülmektedir.
Fifa Bayanlar Futbol Dünya Kupası 10-30 Eylül 2007 tarihleri arasında Çin'de yapılmıştır. 2007 Dünya Bayanlar Futbol Kupasına katılan takımlar Afrika (CAF) * Nijerya * Gana Asya (AFC) * Çin PR (Ev sahibi ülke) * Avustralya * Kore DPR Kuzey ve Orta Amerika (CONCACAF) * Kanada * ABD Avrupa (UEFA) * Norveç * İsveç * Almanya * Danimarka * İngiltere Okyanusya (OFC) * TBA Kazanan (Haziran-Temmuz 2007) Güney Amerika (CONMEBOL) * Arjantin * Brezilya 2007 Fifa Bayanlar Futbol Dünya kupasını finalde Brezilya'yı 2-0 yenen Almanya almıştır.
94 Dünya Kupa’sını televizyonlarda izleyen seyircilerin %10’u bayandır. Bu izlenme oranı 98 Dünya Kupası’nda %45’e kadar çıkmıştır.İtalya ve İngiltere de maça giden kadın seyircilerin sayısı son yıllarda %40 artmıştır.Bu artış Güney Amerika ülkelerinde %60’a dayanmıştır.Arjantin,Brezilya ve Uruguay gibi ülkelerde bayan seyircilerin, erkeklerden daha fanatik olduğu,İngiltere’de ise kadın amigoların takımlarını desteklemek için ilginç taktiklere başvurduğu,akla hayale gelmeyecek yöntemler uyguladığı görülmektedir.Bir diğer ilginç hadise ise yapılan araştırmalara göre bayanların futbola olan ilgisinin özel hayatlarını olumlu yönde etkilediğini ve futbolun aile yaşantılarının içinde büyük bir rol oynadığını ortaya çıkartmıştır.

Dini otoriteyle yönetilen İran’da bile,artık bayanlarda futbolda görünür olmaya, gönül vermiş oldukları bu sporu aralarında erkek bulunmayan seyirciler önünde de olsa icra etmiş oluyorlar.

Futbolun salt erkeklere ait olduğunu düşününler,bayanların öncelik sırasına göre sosyolojik,fizyolojik ve psikolojik yapılarının futbol oynamaları için uygun olmadığını savunmaktadırlar.Bu düşüncenin çok saçma bir düşünce olduğunu futbol oynayan tüm bayan arkadaşlarım ve ben (kısmet olursa) yeşil sahalarda kanıtlayacağız.Futbol oynamak için dil,din,ırk,renk,cinsiyet ayrımı olamaz,aslında hiçbir eylem için bu ayrımlardan söz edilemez.Neyse zaten yapılan çalışmalar sonucu fizyolojik,sosyolojik ve psikolojik açıdan bayanların futbol oynaması için hiçbir sorun olmadığı ispatlanmıştır.

99 Fifa Bayanlar 3.Dünya Kupasını yaklaşık 700 bin kişi seyretmiş,bu en iyimser yarışma öncesi tahminleri bile değerinin altında gösteren inanılmaz bir istatistik olarak tarihe geçen bir olaydır.ABC televizyon kanalını 13.3 raiting ile final maçı için, Amerika’da ki şimdiye kadar elde edilmiş en büyük rakam olup, o yaz herhangi bir spor dalında görülen en büyük seyirci miktarı da elde edilmiştir.

99’da Amerika’da düzenlenen 3.Bayanlar Futbol Şampiyonası göstermiştir ki, erkeklerin kota aldığı kurallara uyarak ve onlara sağlanan ekipmanları edinip oynayan bayanlar,inkar edilemeyecek derecede değişik,çekici ve hoş bir görüntü oluşturmuştur.Bu sadece futbol kurumlarında değil, genel kamuoyunda da geçerlidir.Bayanlar futbolu dış ülkelerde tahmin edilemeyen büyüklükte popülariteye ulaştı ve oyuncuları da daha tanınan kişiler oldular.Bir çok oyuncu, genç oyuncuların örnek aldıkları sporcular oldu.ABD’de gençler arasında yapılan bir ankette “Favori sporcunuz kimdir?”sorusuna verilen cevaplarda; ABD milli takım oyuncusu Mia Hanun Michael Jordan’dan sonra en yüksek oyu alarak Vince Carter’ı,Tiger Woods ve Kobe Byrant gibi NBA yıldızlarını geride bırakmıştır. Son yıllarda dünyada ve ülkemizde sayılan az olmayan genç kızlarımızın ve bayanların anlamlı bir şekilde futbol organizasyonlarına katılımı,liglerin düzenlenmesi;Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nın yapılması,96 Atlanta Olimpiyatları’nda tam madalyalı spor olması ,bayanlar arasında futbola olan ilgiyi arttırmaktadır.Dünya’da 50 milyondan fazla bayanın futbol oynadığı bilinmektedir.

1895’te, Britanya Bayanlar Futbol Kulübü (British Ladies Football Club) ismiyle ilk bayan futbol takımı kurulmuştur. Böylece bu kulüp, kendi bünyesinde oluşturduğu takımlarla ilk bayanlar arası futbol karşılaşmalarının düzenlenmesini sağlamıştır.

Bayanlar organize futbolu erkekler kadar uzun zamandır. oynamamaktadır.Bayanların 12. asrın İngilteresi’de avam(ahali,halk) oyunlarına iştirak ettikleri bilinmektedir.Organize olmuş oyunlar 18.asrın İskoçya’sına kadar geri gitmektedir.Bu devirde evli ve bekar bayanlar arasında maçlar oynanır, seyirci sayısı da 10 bini bulurmuş .Modern oyuncular 19.asırda gelişti ve bayan maçları takım halinde İngiltere,Fransa ve Kanada’da belirli bir popülariteye ulaştı.O zaman ki “altın çağ” 1921 de bitme noktasına geldi çünkü İngiliz futbol birliği bayanların futbol oynamasına biraz karşı çıktı ve futbol oynamalarını azaltmak için onlara çok az, futbol oynayacakları alan bıraktı.Bayan futbolunun tekrar ortaya çıkışı,kızlar için maçların İngiltere’de bile popüler olduğu 1950’li yıllardır.Bu arada BD’de yoğun bir futbol hareketlenmesi vardır.Aynı yıllarda Latin Amerika ülkelerinde de bayan futbolunun popüleritesi artmıştır.26 Mart 1950’de KostaRika bayan futbol takımı ile Amerika’nın oynadığı maçta, KostaRica Amerika’yı 3-1 yenmiştir.KostaRika aynı yılın Nisan ayında maçlar için Panama’ya gitmiş,çok geçmeden 1950 ile 60 yılları arasında Curazao,Orta Amerika,Kolombiya,Küba ve Meksika takımları kuruldu.Bu takımların bazıları kendi ulusal federasyonlarınca kabul görmemesine karşın, ilk ulusal bayan takımlarıydı.Bu ilk oluşumdaki takımlar 1963 yılına kadar devam etti.Birçok Latin ve Orta Amerika şehirlerine tur yaptılariateşli taraftarları memnun ettiler.Bir gazete muhabiri manzarayı “Futbol ve güzellik olarak” tanımlamıştır.

KostaRika 1959 da Venezuella’da yapılan Dünya Şampiyonasına ulusal bir takım gönderdi.İngiltere 1. olurken, KostaRika 2., Portekiz ise 3. ve ev sahibi Venezuella 4. olmuştu.15 Ağustos 1961 tarihinde Real Madrid ve ev sahibi KostaRika Saprissa takımları arasında hazırlık maçı oynanmış ve bu bayan futbol tarihindeki ilk hazırlık maçı olarak hafızalara kaznımıştır. 1957’de Almanya resmi olmayan bir şampiyona düzenledi.1960’lı yıllarda Doğu Avrupa’da ki komünist ülkeler bayanları spora katılmaları için teşvik etmiş ve bu sporların içinde futbol da yerini almış.1971 yılına kadar 34 ülkede organize futbol maçları oynanıyordu.1970’de Alman Futbol Birliği(DFB) kızlar ve kadınların futbol oyununa üye olabileceklerini ve birlikte topluluk oluşturabileceklerini kabul etmiştir.O zaman yaklaşık 75 bin kız ve kadın 11 bin kulüp takımı içinde organize edildi.

İskoçya da İskoç futbol federasyonu 1974 Eylülünde kadın futbol federasyonunu resmen tanıdı. Bu destek ile kadın futbolu büyümeye devam etti. Günümüzde 900 ün üzerinde lisanslı futbolcu 28 büyükler kulübü, 16 adet 16 yaş altı kulüp İskoçya da ulusal ligde oynamaktadır.İtalya'da da dört küme vardır. Aynı zamanda profesyonel bir lig bulunmaktadır. Her Avrupa ülkesinde iki lig vardır.

Bayan futbolunun orijini Avrupa olmasına karşın Amerika ve Afrika kıtası ve İspanya bu konuda çok atak yapmıştır. Bunun sosyolojik ve sportif nedenleri arasında önemli bulgu;genç bir kadının aktif olma isteğinin çok yoğun olması ve kendini bu sporayönlendirmesidir. Brezilyada Coca - Cola firmasının sponsorluğunda 1997 yılında profesyonel bir lig kurulmuştur. Avustralya da 1984 yılında 4711 olan oyuncu sayısı 1999 da 58 bin olmuştur 1996 -1997 yılında 6 takımdan oluşan ulusal bir lig kurulmuştur. Avustralya kupası bu yıl üçüncü kez oynanmıştır. Japonya'da 1988 de Japon futbol birliğinin kurulması ile 9647 oyuncu kayıt oldu , bayan takımlarının sayısı 470'ı buluyordu. Japonya'da L ligi adında 8 takımdan oluşan bir Profesyonel ligde bulunmaktadır.Norveç ve İsveç’te profesyonel seviyeye yakın yarı profesyonel ligler bulunmaktadır.

Afrika kıtasında zenci ırkın erkeğe tanıdığı adale yapısı füle avantajları daha başarılı olmalarını sağlamaktadır. Afrika'da bayan futbolunda en kuvvetli takımlar Nijerya ve Gana takımlarıdır.

Resmi olmayan bir dünya şampiyonası Meksika'da düzenlendi. 1994 yılına kadar 65 ülke bayan takımlarını kurmuşlardı. FİFA resmi bayanlar kupasının Çin de düzenledi. Ancak FIFA bu olaya "dünya kupası" denilmesi konusunda isteksizdi Dünya kupası büyük bir başarı olmuştu.Heyecanlı maçlar,oynanan oyunun kalitesi,seyirci çokluğu ve dünya çapındaki televizyon yayınları başarının öğeleri arasındaydı. Günümüzde erkeklerinki gibi her 4 yılda bir yapılan Bayanlar Dünya Şampiyonasının ikinci turnuvayı l995 yılın Norveç kazanmıştır.

1996 Atlanta Olimpiyatlarında tam madalyalı spor branşı oldu. Amerika ve Çin arasındaki olimpiyat finalini 80 bin taraftar izlemiştir.
1999 yılında 3. sü düzenlenen Dünya Kupası, bayan futbolunu haritadaki yerine koydu. ABD de düzenlenen kupaya çok miktarda medya organizasyonu yer verdi. 90 bin seyirci finali izledi. Bu sayı 1998 erkekler Dünya Kupası finalindeki seyirci sayısından fazlaydı. ABD Çine karşı tekrar şampiyonluğu kazandı. 40 milyondan fazla seyirci maçı televizyonda izledi. Bu rakam NBA ve NHL finallerin deki sayıdan fazladır.

Şu andaki FİFA başkanı, Joseph S. Blatter'in dediği gibi "FUTBOLUN GELECEĞİ BAYANLARINDIR…!".

TURKIYE'DE BAYAN FUTBOLUNUN TARİHİ VE GELİŞİMİ

TURKIYE'DE BAYAN FUTBOLUNUN TARİHİ VE GELİŞİMİ


Bayan Futbolunun Başlaması ve Gelişmesi;

Avrupa ülkelerinde resmi platformda oynanan bayan futbolu, ülkemizde resmi olarak başlamadan önce, 1970'li yılların ilk dönemlerinde kişisel gayretlerle başlatıldı. Türkiye'de ilk bayan futbol takımı 1971 yılında Haluk Hekimoğlu'nun şahsi çabalarıyla ' İstanbul Kız Futbol Takımı' adı ile kurulmuştur. 13 bayan sporcunun bir araya gelmesiyle kurulan bu takım 1973 yılında Dostluk spor adını aldı.

Rakip bir bayan futbol takımı olmaması nedeniyle genellikle yaptığı maçlarda gençlerin ve futbolu bırakmış futbolcuların takımlarıyla maçlarını sürdüren Dostluk Spor Bayan Futbol takımı basın yoluyla kamuoyuna yaptığı çağrılar ve örnek çalışmalara önder olmuş, bu çağrısı olumlu sonuçlanarak kısa sürede, İzmir’de Filiz Spor ,

Ankara'da Nazende Spor , İstanbul Pendik'de Derya Spor , İstanbul Kadıköy'de Atılım Spor, Samsun'da ve Kocaeli'nde de birer bayan futbol takımı kurulmuştur. Bayan futbol takımlarının yeterli sayıda ve istenilen düzeyde olmayışından dolayı 1990'lı yıllara kadar bayan futbolunda, erkekler ile gösteri maçları yapmanın ötesinde büyük bir organizasyon gerçekleştirememişlerdir.

1982 yılında kurulan Dinarsu Bayan Futbol Takımı ile ivme kazanan bayan futbolu, 1993 yılında oluşturulan ve 16 takımın katıldığı Türkiye 1. Bayan Futbol Ligi ile varlığını sürdürmektedir.

1995 – 1996 sezonundan itibaren takım sayısının çoğalması sebebiyle ikinci lig de oluşturulmuştur.
Bugün Avrupa ülkelerindeki bayan futbolcu sayıları ortalama 20-60 bini bulurken, ülkemizde bayan futbolcu sayısı 1997 itibariyle sadece 1007’dir. Ülkemizde bayanlar futbol ligi maçları, birinci ve ikinci kategoride Amatör Lig Statüsü’nde oynanmakta olup, transfer ve kulüp talimatları bu statü içerisinde yürütülmektedir.

Tekrar 2005 yılında kurulan lig. Genç bayanlar futbol ligi adını almıştır. Bu ligde Ankara Gazi Üniversitesi Şampiyonluğu göğüsleyen takım olup. Yeniden kurulan ligin ilk şampiyonu olmuştur.

2006 yılında kurulan deplasmanlı liğde yine şampiyon Ankara Gazi Üniversitesi bayan futbol takımı olmuştur.




Yine 2006 yılında ilk defa liseler arası oynanan müsabakalarda Gazi Üniversitesi Bayan takımından kurulan K.B.L okul takımı Türkiye Şampiyonu olmuştur. Ardından Şili'de Düzenlenen Dünya Şampiyonasında Dünya Üçüncüsü Olmuştur. Bu takımın teknik sorumluluğunu ve Antrenörlüğünü Mehmet GÖKTEPE yapmıştır.

Ayrıca Bu derece Türkiyede bayan futbol tarihi sayfalarında yerini almıştır.